16 Şubat 2008 Cumartesi

Benim Hikayem !

Dikişe ilk başlamam aslında biraz da vicdan azabı duymamla başladı. Geçen yaz Mango Zara, vb markalardaki sıradan elbiselerin herbirine 100er milyon verip her alışverişe çıktığımda minik bir servet harcıyordum. Bi de üstelik her gittiğim mekanda en az 2 pişti/gün ortalamasıyla yaşıordum. Mevsimlerden yaz.. İnsan cıvıl cıvıl ferah elbiseler giymek istiyor.. Hem de bu yaşta baba parası ile har vurup harman savurmak dokunmaya başladı. Sonra bir gece uyumakla uyumamak arasında gelip giderken projeler aklımda "blink blink"lemeye başladı. Aslında çok kolaydı elbise yapmak. Her detayı düşündüm ya da düşündüğümü sandım demek daha doğru olur. Kalkınca ilk iş internetten küçük bir dikiş makinesi sipariş edip kumaşları da hazır etmekti. Ertesi gün de dikişe başlayacaktım. Heyecandan dakikalar çabucak geçsin istiyordum. 'Yatcaz kalkcaz yatcaz kalkcaz' ve benim el emeği göz nuru muhteşem elbiselerim olabilecek diye avuttum kendimi:))
2 gün sonra makinem geldi, 2 gün sonra da bozuldu!! Ben başladığım yeşil puantiyeli beyaz eteğimin dikişlerini elle tamamlamaya gayret edip bütün hevesimi yitirmeye başlamıştım ki, annem kocaman bir Singer dikiş makinesi resmi gösterip yarın kargonun eve getireceğini söyledi. Canım annem güzel annem çılgın annem fedakar annem!! Ve karizmatik makinemimin geldiği günden beri de, onun tüm beceri ve maharetini kendi üzerimden pazarlayarak herkesi çok yetenekli olduğum konusunda kandırmayı başarıyorum.

Benim için küçük, moda sektörü için büyük adım...

Hoşgeldiniz :)) Ne zamandır kendi kendime iğne ve iplikle derin bağlar kurmuştum ve bu yakınlığın kendi çapımda komik ve işe yaramaz olduğunu düşünüyordum. Çevremdeki herkes yaptığım elbiseleri ve etekleri öve öve bitiremese de, ben onları düz bir silindire bel oyukluğu kazandırmamla açıklıyordum en nihayetinde. Bu tavrım da mütevazi kişiliğimden kaynaklanmıyordu, kaldı ki kendimden emin olduğum konularda şımarıklığımın zirvelerinde dolaşmaktan pek keyif alırım:) Ama diktiğim elbiselerde yakından incelemeyen insanın farketmeyeceği dikiş hataları ve artık projenin sonuna doğru (her tasarımımı proje olarak adlandırmak bana büyük adam havası katıyor) sıkıntıdan aceleye getirilmiş bir çok baştan savma nokta bulunuyor. Ve bunları görüp de bana hissettirmeyen canım annecimden başka herkes uzun uzadıya inceleyemedikleri için onlara gerçekten çok şahane ve zor gibi görünüyordur muhtemelen. Ve işte nihayet ben de bu sahte becerikliliğimin üstünden geçinmeye karar verdim. Aynı zamanda iş hayatımın yoğun temposundan arta kalan zamanımı yaratıcılığa yatırım yaparak ve siteye hergün her hafta yeni şeyler ekleme baskısıyla kendimi yeniden elbise etek ceket dikme hevesiyle dolup taşarken görmek istedim. İşte bu sayfanın hikayesi de böyle başladı...

Tenedos

Tenedos
Yel Değirmenlerim